İsa Mesih Kimdir?

İsa Mesih Kimdir?

İsa gelmiş geçmiş en eşsiz ve doğaüstü insandır. Hastaları iyileştiren, doğaüstü güçleri yenen, esenlik ve umut veren, bizi kurtaran İsa Mesih’in gibisi yoktur.

Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O’nun sözünü dinliyor” dediler.  Markos 4:41

 

“İsa’yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, “Kim bu adam? Günahları bile bağışlıyor!” şeklinde konuşmaya başladılar.  Luka 7:49

Yaklaşık iki bin yıl önce yeryüzünde çok sıradışı biri yaşadı. Adı İsa Mesih’ti. Kendisi aynı zamanda hem Tanrı, hem de insandı. Aradan yirmi yüzyıl geçmesine karşın ismi bütün evrende bilinmekte ve günümüzde birçok insan O’na tapmaktadır.

Mesih’in doğumu yeni bir çağın başlangıcı haline geldi. İsa Mesih çok harika bir insandı. Hiç kimse O’nun gibi doğmamıştı; hiç kimse O’nun yaşadığı gibi yaşamamıştı, hiç kimse O’nun öldüğü gibi ölmemişti ve hiç kimse O’nun yaptığı gibi ölümden dirilmemişti.

Büyük ve güçlü olan İsa, aynı zamanda çok sade ve yalın biriydi. Çocuklar, gençler ve yaşlılar O’nunla kolayca iletişim kurabilirlerdi. Kalabalıklar İsa’yı görüp sözlerini dinlemek için O’nu izledi.

İsa Mesih’te insanların sahip olamayacağı bir güç vardı. İsa bir tek sözüyle denizin dalgalarını yatıştırabilirdi. Beş somun ekmek ve iki balıkla beş binden fazla kişiyi doyurmuştu. Hastaları iyileştirmiş, birçok mucizeler gerçekleştirmiş, insanlara Tanrı’yı hoşnut edecek şekilde yaşamayı öğretmiş ve günahları bağışlamıştı. İnsanlar Mesih’i seyrettikçe hayretler içinde kalıp, “Bu adam kim ki, rüzgâr ve deniz bile O’na itaat ediyor? Günahları bağışlayan bu adam kim?” diye sormuşlardı.

İsa Mesih kimdir? (https://nedenisa.com/isa-mesih-kimdir/)

İsa Mesih bütün peygamberlerce ilan edilen Kurtarıcı’dır. Ayrıca Tanrı’nın ezeli-ebedi Sözü’dür. Bu Söz, beden alıp dünyamıza bir insan olarak gelmiştir. Bakire Meryem’den doğdu. Kendisine “Tanrı’nın Oğlu” unvanın verilmesi O’nun tanrısal kimliğini vurgular (Yuhanna 1:1-4,14).

İsa Mesih, insanların günahları bağışlatan kurban olarak çarmıhta ölmüş, üçüncü gün ölümü ve Şeytan’ı yenerek dirilmiştir. Ahretteki ebedi azaptan kurtarabilecek tek O’na ve O’nun kendisi insanlar için feda etmesine inanmaktır. İsa Mesih’in günahlarımıza karşılık öldüğüne ve üçüncü gün dirildiğine iman etmek sonsuza dek kurtulmak için tümüyle gerekli ve yeterlidir (Romalılar 5:18).

 

Neden Müjde diyorlar?

Neden Müjde diyorlar?

İNSAN NEDEN BU DÜNYADA?
Tanrı “kendi benzeyişinde” olarak yarattığı insanı kutsadı. Bu bağlamda “kutsadı” sözcüğü şu anlama gelir: Tanrı insanın kendisiyle anlamlı, yakın bir ilişki içinde yaşamasını amaçlamıştır. İnsan, Tanrı’nın egemenliğine üyeydi ve Tanrı’ya güvenip verdiği vahyi yerine getirerek Tanrı’yı sevmenin ve O’na tapınmanın ne anlama geldiğini, Tanrı’nın egemenliğinin değerini gösterecek, Tanrı’nın dünyayı kutsama aracı olacaktı. (Yaratılış 1:26-28; Mezmur 8).

İNSAN BU HALE NASIL GELDİ?
Ne var ki, insan Tanrı’nın buyruğunu yerine getirmek istemedi. Tanrı gibi olmak isteyen insan, her konuda kendi yolunu seçmek ister, kendi yaşamını yönetmekte ısrar eder. Günahın özü, insanın Tanrı’ya karşı takındığı asi tutum, insanı Tanrı’nın isteklerini yerine getiremez duruma sokan bir etkendir. Günahın sonucu olarak insanla Tanrı arasındaki yakın ilişki bozuldu ve insan günahın kölesi oldu. Bu bozuk ilişki ruhsal ölüm olarak nitelendirilir. Dünyaya gelen her insanın acıklı durumu, işte budur. İnsan günahtan ötürü ruhsal olarak ölüdür ve Tanrı’nın isteklerini her zaman yerine getirme yetisinden yoksundur (Romalılar 1:18-32; Efesliler 2:1-3).

TANRI’NIN BU DURUMUMUZA BAKIŞI NEDİR?
Tanrı insanı sever. Ancak bütün sıfatları uyarınca tutarlı davranan, sonsuz ve adil Tanrı, günahı cezasız bırakamaz. Günahlı insanın Tanrı’nın kutsal egemenliğinde yer alması mümkün değildir. Kutsal Tanrı’nın ölçütlerine erişemeyen kişi, cehennemde, Tanrı’dan sonsuzluk boyunca ayrı kalacaktır (Vahiy 20:11-15; Matta 25:41-46).

BU DURUMU DEĞİŞTİREBİLECEK BİR ŞEY YAPABİLİR MİYİZ?
İnsan kötülüklerini iyilikle dengelemek için ne kadar uğraşıp didinse de, yaptığı veya yapacağı sayısız iyilik veya sevap, Tanrı ile olan ilişkisini onarmaya yeterli olamayacaktır.

Aynı şekilde, insan herhangi bir dinin koyduğu kuralları uygulamakla da kendini bu ümitsiz durumdan kurtaramaz. Tanrı zaten iyilik yapmamızı ister, iyiliklerimizin kötülüklerimizi telafi etmeye bir yararı yoktur. Tanrı’nın yasası, günahlı insanı kurtuluşa eriştirmek için değil, günahlı olduğumuzun bilincine varmamız için verilmiştir (Galatyalılar 2:11-4:7).

HİÇBİR ŞEY YAPAMAYACAĞIMIZA GÖRE HİÇBİR ŞEKİLDE KURTULUŞ YOK MU?
Tanrı, hem sevdiği insanları günahlarının gerektirdiği ölüm cezasından kurtarmak ister hem de günahı cezasız bırakamaz. Bu ikilemin çözümlenmesi mümkün mü? İşte İsa Mesih’in çarmıh üzerindeki ölümü burada anlam kazanmaktadır. İsa’nın ölümü kaza, talihsizlik veya adaletsizlik eseri değil, bilinçli ve amaçlı bir eylemdir; Tanrı’nın çok önceden hazırladığı kurtuluş planının temelidir (1. Petrus 1:20).

İsa Mesih babasının sözünü dinleyen bir Oğul olarak sizin, benim, bütün insanların günahlarını yüklenerek bizim cezamızı çekti; bizim yerimize kurban olarak öldü. Üçüncü gün ölümden dirildi. Böylece, hem günaha tutsaklıktan kurtulamama sorunumuzu ortadan kaldırdı hem de ruhsal olarak ölü insanın ihtiyacı olan yeni ve sonsuz yaşamı sağladı (Romalılar 3:21-31; 1. Korintliler 15:1-4).

FAKAT İSA MESİH BÖYLE BİR ŞEYİ NASIL YAPABİLİR? O BİR PEYGAMBER, DEĞİL Mİ?
Evet, peygamberdi ama aynı zamanda İsa Mesih peygamberden çok daha üstündü. İncil’in öğretisine göre İsa Mesih, Tevrat, Zebur ve diğer peygamberlerin geleceğini önceden bildirdikleri Kral ve Kurtarıcıdır. İsa Mesih, Tanrı’nın özü olan Tanrı Sözü’nün ta kendisi; tam ve gerçek insan tam ve gerçek Tanrı’dır. İşte böylelikle İsa Mesih hem insanın yerine günahın bedelini ölümle ödeyebilmiştir hem de günahlı olmadığı, tümüyle kutsal olduğu için insanlara güvenilir bir kurtuluş armağanı sunabilmektedir (Yuhanna 1:1-18; Filipililer 2:5-11; Koloseliler 1:15-20).

BU KURTULUŞA NASIL ERİŞEBİLİRİM?
Sadece ve sadece İsa Mesih’e güvenmekle bu kurtuluşa sahip olabilirsiniz. Kurtuluş ve sonsuz yaşam, Tanrı’nın insanlara verdiği çok değerli ve büyük bir armağandır (Galatyalılar 2:16; Efesliler 2:8-9).

Tanrı, İsa Mesih’e güvenen herkesin günahını bağışlar (Efesliler 1:7). Böyle bir insan aklanır (Mesih’e ait olduğu için Tanrı onu kabul eder), Tanrı’yla barıştırılır (Romalılar 3:24) ve göksel yaşama daha bu dünyadayken kavuşur (Yuhanna 3:16).

Üstelik İsa’ya güvenen kişi, O’nun vaat ettiği Kutsal Ruh’u alır (Romalılar 8:9). Kutsal Ruh, Tanrı yolunda yürüyebilmemiz için, bu dünyada Tanrı’nın yaratılış amacını yerine getirmek için bize gereken gücü sağlar (Galatyalılar 5:13-26). Mesih imanlıları bu Ruh sayesinde, yaşamlarını hem Tanrı’nın isteğine göre hem insanların yararına olacak işler yaparak sürdürebilirler (Titus 3:8, 14).

İsa’ya güvenen kişi, O’nun ölümü ve dirilişi sayesinde kutsal kılındığı için cennete girip sonsuzluk boyunca Tanrı’yla yüz yüze yaşayacağına dair güvenceye sahip olur (1. Petrus 1:3-5; Romalılar 8:31-39).

Üçlü Birlik

Üçlü Birlik

I. Tek Tanrı’ya inanıyoruz.

Hristiyanlar tek Tanrı’ya inanırlar. Kutsal Kitap’ın birçok yerinde Tanrı’nın tekliği vurgulanır. Örneğin:

“Sonunda dünyanın bütün ulusları bilsinler ki, tek Tanrı RAB’dir ve O’ndan başka Tanrı yoktur. Bugünkü gibi O’nun kurallarına göre yaşamak ve buyruklarına uymak için bütün yüreğinizi Tanrımız RAB’be adayın (Tevrat: 1.Krallar 8:60-61).”

“Tek RAB sensin. Gökleri, göklerin göklerini, bütün gök cisimlerini, yeryüzünü ve içindeki her şeyi, denizleri ve içlerindeki her şeyi sen yarattın. Hepsine sen can verdin. Bütün gök cisimleri sana tapınır (Tevrat: Nehemya 9:6).”

“Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır (İncil: Yuhanna 17:3).”

Yukarıdaki Kutsal Kitap ayetlerinde Tanrı’nın tekliği vurgulanır. Eğer Kutsal Kitap’ta bir yerde bile Tanrı’nın “tek Tanrı” olduğu söyleniyorsa ve bizler üç tanrıya inandığımızı söylersek ortada saçma, anlamsız bir durum vardır.

II: Üçlü Birlik Öğretisi nereden çıktı?

İlk yüz yılarda Kilise Babaları olarak adlandırılan Hristiyan ilahiyatçılar Kutsal Kitap’a baktıklarında Tanrı’nın insanlara görünmeyen Öz, Söz (Kelam) ve Ruh olarak açıkladığını gördüler.

“Hiç kimse hiçbir zaman Tanrı’yı görmüş değildir” (1.Yuhanna 4:12). Yaratan, tasarlayan varlık olarak buna görünmeyen Öz, dediler.

Aynı zamanda ilk yüzyıllardaki ilahiyatçılar Kutsal Kitap’ta Söz’ün (Kelam’ın) yaratılmamış, yaratıcı olduğu gerçeğini gördüler ve buna  “Söz (Kelam) Tanrı’dır” dediler ve Söz’ü görünmeyen Öz’den ayırmadılar.

“Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu” (Tevrat: Yaratılış 1:3).

Yine bu ilahiyatçılar Kutsal Kitap’ta Ruh’un yaratılmamış ve yaratıcı olduğunu gördüler. Söz’de olduğu gibi yaratılmamış olmak, yaratmak, yoktan var etmek yalnız Tanrı’nın özelliği olduğundan “Tanrı Ruh’tur” dediler.

“Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu” (Tevrat: Yaratılış 1:2).

Sonuçta: Aynı öze sahip tek Tanrı kendini yaratılışta görünmeyen Öz, Kelam ve Ruh olarak açıklamıştır” dediler. Tanrı ile insanının kişisel ilişkisini ifade etmek için görünmeyen Öz’e Baba, insanlara kendini açıkladığı Kelam’a Oğul, yaratılışta etkinliğini Ruh’a da Kutsal Ruh denildi (Baba ve Oğul fiziksel değil manevi bir anlam ifade eder).

Adından da anlaşılacağı gibi Üçlübirlik öğretisinde üç tanrıdan değil, üç ayrı kişilikte kenedini açıklayan ve gösteren bir Tanrı’dan söz edilir.

III. Örnek verelim.

Şimdi verilen örnek yetersiz olabilir, ama Üçlübirlik öğretisini anlamaya yardımcı olur. İfade etmediğiniz sürece sizin düşüncenizi kimse bilemez, göremez. Ancak söz olarak ifade edildiğinde düşünceniz anlaşılır. Ve ifade edilen sözde insanları harekete geçirecek bir etki olması gerekir, yoksa söz anlamsız olurdu. Düşünce, söz ve etki birbirine hiç benzemez, ama bir arada bulunduklarında anlamlıdır. Bunlardan birini çıkarmak diğerlerini anlamsızlaştırır.

Belki düşüncenize öz, ifade edilişine söz, etkisine ruh, dersek Üçlübirlik öğretisi biraz daha anlaşılabilir.

İsa Mesih’e Benzemek

İsa Mesih’e Benzemek

İsa Mesih’e benzeme tutkusu Hristiyan’ın genetiğinde bulunan bir nitelik olarak varlığını korudukça, Mesih’in doluluğundaki olgunluk düzeyine eriştirecek nitelikleri iman yaşamına doğal biçimde getirir. Bu tutku, benlik tarafından baskılanıp mutasyona uğratılmadıkça İsa Mesih’e ait öğrencilerin ruhsal gelişmesini, karakter değişimini sağlayacak; hizmet gerçek anlamda bir tanrısayarlık kazanacaktır. Öyleyse “İsa Mesih’e benzemek deyince ne anlıyoruz?” sorusu ve soruya verilen yanıt her imanlı için geçerli ve önemlidir.

“O’nun çağrısından doğan umudu, kutsallara verdiği mirası yüce zenginliğini ve iman eden bizler için etkin olan kudretinin aşkın büyüklüğünü anlamanız için, yüreklerinizin gözleri aydınlansın diye dua ediyorum. Bu kudret, Tanrı’nın, Mesih’i ölümden diriltirken ve göksel yerlerde sağında oturturken O’nda sergilediği üstün güçle aynı etkinliktedir (Efesliler 1:18-20).”

İsa Mesih’e benzeme tutkusu Hristiyan’ın genetiğinde bulunan bir nitelik olarak varlığını korudukça, Mesih’in doluluğundaki olgunluk düzeyine eriştirecek nitelikleri iman yaşamına doğal biçimde getirir. Bu tutku, benlik tarafından baskılanıp mutasyona uğratılmadıkça İsa Mesih’e ait öğrencilerin ruhsal gelişmesini, karakter değişimini sağlayacak; hizmet gerçek anlamda bir tanrısayarlık kazanacaktır. Öyleyse “İsa Mesih’e benzemek deyince ne anlıyoruz?” sorusu ve soruya verilen yanıt her imanlı için geçerli ve önemlidir.

Kutsal Kitap insanın Tanrı’nın suretindeki özelliklerini kaybedişini günah ile açıkladığına göre, İsa Mesih’e benzememenin asıl nedenini “Hristiyan’ın yaşamında günahlı benlik etkisine” bağlayabiliriz. Ve buna bağlı olarak da çözülmemişi benlik sorunları imanlının Rab ve kendisiyle ruhsal ilişkisini doğrudan etkiler; davranışlarına, kilise, toplum ilişkilerine de acılık olarak yansır.

İmanla aklanma, İsa Mesih sayesinde Tanrı’yla barışmak bizlere “Tanrı’nın yüceliğine erişme umudunu” vermesi benlik ile kutsallık arsındaki gerilimin çözülmez olmadığını ifade etmektedir. Sahip olduğumuz bu “Umut düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilen Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür (Romalılar 5:5).” Yaratılışta sahip olduğumuz Rab ile doğrudan ilişkiye kavuşturacak kutsallaşma ile yaratılıştaki benzeyişten uzaklaştıracak günahın uzantısı benlik sorunları, imanlının önünde tercih seçenekleri olarak durmaktadır. Kuşkusuz iki seçenek arasında benzeyişi sağlayan kutsal kılınmadır.

İsa benzemenin (ve ruhsal büyümenin) önündeki öncelikli engel olarak bir konudan söz edilecekse iman yaşamında tövbe ya da tövbesizliğe bakmalıyız. İmanlı tarafından ‘tövbe’ benzeyişe kavuşmak için anahtar rolünü üstlenmektedir. Tövbe insanları İsa Mesih’e yaklaştıran, Tanrı sözü ve Kutsal Ruh’un etkinliğiyle insanların yaşamını kökten değiştiren pratik bir deneyimdir. Tanrı değişimi sağlamak için gereken her şeyi yaptığından geriye insanın yüreğiyle ve aklıyla O’na itaat etmesi kalmaktadır. Kutsal Ruh günahkara, günahlarından kurtuluşu için Rab’be itaat etmeyi sağlayan ilk hareketi verir ve günahlı karakter özelliklerini değiştirecek tohumunu çatlatır: “Gerçeğin bildirisini [Tanrı sözünü], kurtuluşunuzun Müjdesi’ni [İsa Mesih’in çarmıhta günahlarınıza karşılık ölüp, dirildiğini] duyup O’na iman ettiğinizde, siz de vaat edilen Kutsal Ruh’la O’nda mühürlendiniz. Ruh, Tanrı’nın yüceliğinin övülmesi için Tanrı’ya ait olanların kurtuluşuna dek mirasımızın güvencesidir (Efesliler 1:13-14).”

İsa Mesih’e benzeyiş göksel bedenlerimize kavuşunca tamamlanacaktır. Bu ara dönemde Tanrı İsa Mesih’e iman eden Hristiyan’ın yaratılıştaki konumuna dönüşü için gereken her şeyi yapmıştır. Günahın yargısını kaldıran ve şimdi göksel yerlerde bulunan Rab İsa; iman edende konut kuran, kurtuluşun güvencesi, Mesih’i mezarda dirilten Kutsal Ruh aynı kudretle her türlü benlik sorunu yenmek üzere her imanlıda lütufla etkindir (Efesliler 1:18-20).

İsa Mesih’e benzemek, ruhsal armağanların Hristiyan yaşamında görülmesiyle ilişkilendirilmesi heyecan yaratmasın karşın günah-benlik sorunların çözümünde kutsallaşmanın öncelikli yerini alamaz. Çünkü armağanlar Rab’bin Egemenliği’nin anlaşılması için kendi tanıklığını verdiği, hizmeti desteklemek amacıyla Hristiyan yaşamına giren, süreklilik içerebilecek ya da içermeyecek, hizmet deneyimlerini oluşturur.

İsa Mesih’in acılarına ortak olmak da O’na benzeyişin başka bir boyutunu oluşturur. “Ölümünde O’nunla özdeşleşerek O’nu tanımak, dirilişinin gücünü ve acılarına ortak olmanın ne demek olduğunu bilmek ve böylece ne yapıp yapıp ölümden dirilişe erişmek istiyorum” ayetleri, metin içindeki bağlamında değerlendirildiğinde vurgu göksel bedenlere kavuşmak ve benliğin öldürülmesindedir. Çünkü “O her şeyi kendine bağlı kılmaya yeten gücünün etkinliğiyle zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir” ve o zaman bizler için benzeyiş gerçek anlamını kazanacaktır.

İsmail Kulakçıoğlu

Bu yazı E-manet Dergisi 44. sayıda yayımlanmıştır.

Esenlik Veren Gerçekler

Esenlik Veren Gerçekler

İncil esenlik veren gerçeklerle doludur.
Bu gerçekler İsa Mesih’e Rab ve kurtarıcı olarak iman edenlere teşvik verir.
“Her Zaman Sevinin” (1.Selanikliler 5:16)

1. Tanrı Beni Seviyor (Öyleki Benim için Kendi Oğlunu Feda Etti)
Romalılar 5:8 – “Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.”

2. İsa Mesih, Çarmıhta Beni Günahlarımdan Akladı (Hiç Günah İşlememiş Gibi Oldum)
Romalılar 1:17 – Tanrı’nın insanı akladığı, Müjde’de açıklanır. Aklanma yalnız imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, “İmanla aklanan yaşayacaktır.”

3. İsa Mesih, Çarmıhta Beni Günahın Yasası’ndan Özgür Kıldı (Günah Bana Bir Yargı Getiremez)
Romalılar 8:1-2 – Böylece Mesih İsa’ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur.  Çünkü yaşam veren Ruh’un yasası, Mesih İsa sayesinde beni günahın ve ölümün yasasından özgür kıldı.

4. İsa Mesih’in Doğruluğu Benim Doğruluğumdur (Benim Doğruluğum Rab’den Geliyor)
Romalılar 5:19 – “Çünkü bir adamın sözdinlemezliği yüzünden nasıl birçoğu günahkâr kılındıysa, bir adamın söz dinlemesiyle birçoğu da doğru kılınacaktır.”

5. Ben Tanrı’nın Çocuğuyum (O Beni, Bir Baba’nın Çocuğunu Sevdiği Gibi Seviyor)
1.Yuhanna 3:1 – “Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize “Tanrı’nın çocukları” deniyor! Gerçekten de öyleyiz.”

6. Tanrı Tarafından Seçildim (İman Etmemiz için Bizi Önceden Belirledi)
Efesliler 1:5 – “O kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih’te seçti.”

7. Rab, Beni Bırakmaz (Çünkü O Değişmez)
İbraniler 13:5 – “Seni asla terk etmeyeceğim, Seni asla yüzüstü bırakmayacağım.”

8. Kusursuz Değilim Ama Kutsallaştırılıyorum (Yüceliğe Eriştirileceğim)
Mezmur 73:22,24 – “Akılsız ve bilgisizdim,Karşında bir hayvan gibi. Yine de sürekli seninleyim. Sağ elimden tutarsın beni. Öğütlerinle yol gösterir, Beni sonunda yüceliğe eriştirirsin.”

9. Sonsuz Yaşam Güvencesine Sahibim (Kurtuluşumu Kaybetmeyeceğim)
Yuhanna 10:28-29 – “Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez”

10. Rab İsa Tekrar Gelecek ve Sonsuza Dek Onunla Yaşayacağım (Artık Ağlayış, Üzüntü ve Gözyaşı Olmayacak)
Vahiy 21:3-4 – “Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak.  Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”

“İmanın Seni Kurtardı Esenlikle Git” –  Rab İsa Mesih (Luka 7:50 ve Luka 8:48)

İncil okudunuz mu?
Hediye İncil almak istiyorsanız burayı tıklayınız.